New York Kentinde Geçen 10 Oyun

 

Oyunların içerisinde farklı farklı öyküler yer alıyor ve haliyle farklı bölgelerden ve kentlerden ilham alıyor. Kimi Avrupa’da geçerken kimisi Uzak Doğu’da geçiyor. Bu oyunların ne kadar çeşitli olduğunu ve her bölgenin kültüründen – yapısından etkilendiğini gösteriyor. Lakin bu listemizde sizlere New York kentinde geçen 10 oyunu derleyeceğiz.

Empire State Binası’ndan Özgürlük Anıtı’na kadar ikonik New York kentinde farklı farklı oyunlarda farklı tecrübeler elde etmişsinizdir. Bu kent akla gelebilecek her çeşit medyada karşımıza çıkıyor ve şimdiye kadar sinema, müzik ve edebiyata da ilham kaynağı oldu.

New York kenti görüntü oyunlarının da olmazsa olmaz kentlerinden bir tanesi. Tabi her kentin kendine ilişkin yapısı, özel yerleri ve yerleri yer alıyor. Devasa gökdelenlerden hareketli kent imajına kadar birçok şeyi bünyesinde barındıran New York, oyundaki en unutulmaz tecrübelerden kimilerini bizlere sunuyor. Bu listemizde sizlere bu kentte geçen oyunları derledik. İşte New York’ta geçen oyunlardan kimileri:

 

 

Fahrenheit (Kuzey Amerika’da Indigo Prophecy) birinci sefer 2005’te piyasaya sürüldü. Sinema ve oyun dünyalarını birbirine bağlayan düşündürücü kıssa anlatımı sayesinde de periyodun ses getiren imali haline geldi.

Çok soğuk ve kasvetli bir New York kentinde geçen bu oyunda ölümcül bir komplo çözülürken birden fazla karakterin denetimini elinize alıyorsunuz. Fahrenheit, vaktinin çok ötesinde bir oyundu ve seçimlerinizin kıymetli olduğu bir imal. Oyunda çeşitli araştırmalar yaparak sır üzere saklanan gizemi ortaya çıkarmaya çalışıyorsunuz.  

New York, bu gizemli öyküye konut sahipliği yapmak için eksiksiz bir yer oluşturuyor. Seven ve Angel Heart da dahil olmak üzere New York merkezli sinemalardan fazlaca ilham alıyor.

 

 

Bir öbür oyun True Crime: New York City, True Crime: Streets of LA’nın devamı niteliğinde karşımıza çıkıyor ve sizi Manhattan sokaklarını temizlemek isteyen bir polis memuru rolüne büründürüyor. Açık dünyaya sahip bu üretimde kenti özgürce gezebiliyorsunuz.

Oyun 2005 yılında piyasaya sürüldü ve New York kenti epey etkileyici ve detaylı bir biçimde oyuna aktarıldı. Bu ögelerin yanı sıra güçlü bir kıssayı ve yıldız bir seslendirme oyuncu takımını bizlere bıraktı. Oynanış mekaniği, o devirde muhakkak oyuncular tarafından sevilen bir ögeydi. Fakat bu oyun ile emsal yapıyı paylaşan Grand Theft Auto serisi büyük bir farkla öne çıktı. Hasebiyle True Crime: New York City, Grand Theft Auto serisi ile rekabet edemedi. Yeniden de kentin sunduğu en ikonik yerlerden kimilerini oyunda deneyimlemek keyifli.

 

 

Film ve kitap oyunları her vakit riski bir teşebbüs olarak karşımıza çıkar. Zira sinemadaki yahut kitaptaki olayları aktarmak ve oyunda da bu hissiyatı vermek epey kıymetli. Aksi halde hayranlar bu oyunları yerle bir ediyor. Bilhassa bir sinemanın vizyona girmesiyle birebir vakte denk gelen görüntü oyunları yerin tabanına giriyor. Münasebetiyle bu çeşidi muvaffakiyetle yansıtan çok az oyun yer alıyor. Peter Jackson’s King Kong için de durum pek olumluydu.

Peter Jackson’s King Kong oyununda hem sinemanın baş karakteri Jack Driscoll hem de King Kong olarak oynayabiliyorsunuz. Oyunda Kong’un kendisi olarak oynayabilir ve New York kentine adım atabilirsiniz. Burada size karşı gelen güvenlik güçlerini ezebilir araçları sağa sola sallayabilir – atabilir ve kenti kaosa sürükleyebilirsiniz. Empire State Binasının zirvesinde koşuştururken herkesin en sevdiği dev gorilin ikonik imajını tekrar deneyimleyebilirsiniz.

 

 

Yükselen gökdelenler ve Wall Street’in gençlerle dolu sokakları olmadan çok çok evvel New York bir vakitler ticaret ve ticaretin kalbi olan mütevazi bir liman kentiydi. Assassin’s Creed 3 sizi Amerikan İhtilali’nin çabucak başına New York’un 18. yüzyıldan kalma bir versiyonuna götürüyor.

İngiliz işgali altındaki sokaklarda suikastçi Conner olarak dolaşırken Manhattan kenti bu ihtilali yansıtmak için olağanüstü bir iş çıkarıyor. Klasik Assassin’s Creed oyunlarında olduğu üzere burada da kentin çatılarına tırmanabiliyor ve berbat olanları tek tek avlıyorsunuz.

 

 

Ghostbusters görüntü oyunu çoklukla 1989’da sona eren Ghostbusters öyküsünün devamı olarak düşünülür. Esasen bu oyun bizleri üçüncü sinemaya götürüyor. Ghostbusters: The Görüntü Game 90’ların başında hayaletlerle dolu bir New York’ta geçiyor. Gruba layık biri olmak ve kendini kanıtlamak için bir çaylak olarak oynuyorsunuz. Oyundaki misyonlar, kentin Doğal Tarih Müzesi, New York Halk Kütüphanesi, Central Park ve hatta grubun kurgusal üssü Ghostbusters Firehouse dahil olmak üzere ikonik yerlerdeki çeşitli hayaletleri, hortlakları ve başka yaratıkları ortadan kaldırmaktan ibaret.

 

 

Prototype’da oyuncular biyolojik olarak gelişmiş ve her türlü bölgeyi arşınlayan Alex Mercer rolünü üstleniyor. New York kentinde geçen bu oyun, oyunculara zevkli bir tecrübe sunuyor. Oyunda yumruklarınızdan sözün tam manasıyla pençeler ve bıçaklar çıkarabiliyorsunuz. Bunun yanı sıra Mercer, Manhattan’da dilediği dolaşabiliyor, uçup kaçabiliyor.

Gökdelenler artık oyuncular için bir pürüz teşkil etmiyor. Zira oyuncular Mercer ile süratli bir biçimde koşabiliyor ve çarçabuk süzülebiliyor. Bunun yanı sıra daha da süratli bir formda daha fazla yükseğe çıkabilir yahut atlayabilirsiniz. Bu akrobasi hareketleri üzerinde ustalaştığın vakit çeşitli komboları bir ortaya getirecek ve üstün dövüş tekniklerini ister yerde ister yukarda velhasıl her yerde gerçekleştireceksin. New York’un en sağlam tasvirlerinden biri olmasa da bu kenti, ömrü tehdit eden ve doğaüstü bir virüs nedeniyle kilit altında görmek farklı bir his.

 

 

İlk Max Payne oyunu büsbütün karla kaplı bir kentte geçiyor. Ünlü New York kentini burada da görüyoruz. Oyunda vaktinizin birçoklarını değerli ve yüksek apartmanlarda bunun yanı sıra pis ve köhne uyuşturucu bölgelerinde geçiriyorsunuz. Dedektif romanlarından ve Taxi Driver üzere ikonik New York merkezli sinema klasiklerinden ilham alan bahadır Max Payne bu hususta kusursuz bir iş çıkarıyor. Bu görüntü oyunu hem öykü anlatımı hem de oynanış bakımından periyodun en tanınan oyunları ortasında yer alıyor.

 

 

Tom Clancy’s The Division’daki New York kenti pek de beğenilen bir yer olarak karşımıza çıkmıyor. Nüfusun büyük bir kısmını yok eden viral bir salgından sonra kanun tanımayan yağma kümeleri bölge ve kaynaklar için savaşırken, kent ıssız bir karantina ve düzensizlik bölgesi haline geliyor. Kenti kurtarmak ve kıyamet sonrası New York’a nizam getirmek size ve grubunuza bağlı.

Karlı bir Noel temalı New York’ta ilerlerken boş sokaklarda ateş edip yağma yapacak ve buradaki bulaşıcı hastalığın tesirlerini atmosferik bir halde hissedeceksiniz.  Bu oyunda Empire State Binası ve Rockefeller Center’a bile rastlayabiliyorsunuz. Fakat burası epey tehlikeli yerler. Bu oyunda risk almazsanız bir şey yapamazsınız. Risk alın ki ödülünüz de olsun. Ne kadar büyük risk alırsanız ödülünüz de o kadar büyük olur. Etrafta yağma yapın, düşman kümelerini alt edin ve soğuğu iliklerinize kadar hissedin.

 

 

Grand Theft Auto 4’te yer alan Liberty City kenti bugüne kadarki en güzel tasvirlerden biri ve tam olarak New York kentini yansıtan imaller ortasında yer alıyor. Times Meydanı, Central Park ve hatta bir meşale yerine bir kahve fincanı tutan Özgürlük Anıtı bu kentte ve oyunda yer alıyor. New York kentini altını üstüne getirebilir, tüm kıymetli sembolik yapıları gezebilir ve bulabilirsiniz.

GTA serisinin dördüncü oyunu, oyunculara daha fazla yan misyon içeriği sunuyor ve bu da dünyayı çok daha eksiksiz ve canlı hissettiriyor. Aktivitelerin fazla olması oyuncuyu daima olarak oyunda tutuyor ve kenti karış karış gezmemizi sağlıyor.

 

 

Spider Man’in New York kentinde geçtiği birçok oyun oldu lakin Marvel’s Spider-Man bugüne kadarki en âlâ Örümcek Adam oyunu olarak karşımıza çıkıyor. New York’un en hoş temsili bence de bu oyunda yer alıyor ve her manada ikonikleşen bu kentte ağımızı dilediğimiz yere atarak gezebiliyoruz.

Bire bir New York kentinin her noktasını gerçek bir biçimde yansıtmasa da Marvel’s Spider-Man etkileyici ayrıntılarıyla ön plana çıkmayı başarıyor. Tıpkı vakitte attığınız ağ bugüne kadarki en yeterli ağ sistemini oluşturuyor ve dilediğiniz üzere ağınız ile sallanabiliyor ve oradan oraya uçabiliyor hatta binaların üzerinde koşabiliyorsunuz.

Oyunun bir de fotoğraf modunu yer alıyor. Fotoğraf modunu kullanarak süratli bir öz çekim yapabilirsiniz. Bunun için devasa gökdelenlerin zirvesine tırmanabilir ve hatta Avengers Tower’ın zirvesine çıkabilir, burada dilediğiniz üzere fotoğraf çekebilirsiniz. Oyunun yine düzenlenmiş versiyonu, geliştirilmiş modelleri, aydınlatmayı ve ışın izlemeyi bünyesinde barındırıyor. Bu da oyunculara çok daha hoş grafikler ve manzara sunuyor.

Bu listemizde sizlere New York kentinde geçen ve öne çıkan oyunları derledik. Elbette bu oyunlar haricinde tekrar birebir kentte geçen imaller olacak ve bunları da deneyimleyeceğiz. Bence New York kentini en güzel yansıtan oyunlar ortasında birinci sırada  Marvel’s Spider-Man yer alıyor. Kentin atmosferinin, uzun uzun binalarının, Central Park’ın ve daha fazlasının tasviri hakikaten de çok yeterli ayrıntılandırılmış.