Castle of Alchemists – Erken Erişim İnceleme

Son vakitlerde Türk geliştiriciler tarafından çıkarılan pixel dizaynlı oyunlara boğulmuş durumdayız. Yanlış anlamayın şikayet etmiyorum, tersine Türk geliştiricilerden bu tıp işler görmek beni çok memnun ediyor. Castle of Alchemists de onlardan birisi. Kule savunmalı ve bol aksiyon dolu pixel arka bir oyun olan Castle of Alchemists geçtiğimiz günlerde oyuncularla buluştu. Ben de oyunu erkenden tatma fırsatına eriştim.

Başlarda biraz karmaşık biraz da yorucu bir tutorial atlatmış olsam da oyun, inanılmaz büyük bir kule savunma fanı olmayan beni bile süratle içine çekti ve 4-5 saatin nasıl geçtiğini anlayamadım. Aksiyon, adrenalin ve dayanılmaz animasyonlar derken Castle of Alchemists insanı rezil de eder vezir de. Hem o gerilimi bu kalp kaldırmayacak diye düşünüyorsun hem de savunurken aldığın hazza doyamıyorsun. Sahiden keyifli bir iş çıkarmış takım. Bilhassa pixel tasarım ve animasyonları tarafından çok başarılı olduğunu düşünüyorum. Dizaynın ayrıntılı oluşu biraz arayüze ve menüye olumsuz yansımış olsa da -karışıklık anlamında- kabul edilebilir olduğunu düşünüyorum.

Oyunun başlarında kısıtlı silahlar ve özellikler ile haritaya atılıyoruz. Birinci level esasen eğitim ile geçip giderken ikinci level için biraz tasalar doğuyor. Karakterimiz Bellator alanı korumak için bizim yaptığımız yardımcı savunma stratejileriyle savaşı sürdürüyor ve doğal ki bu stratejileri yapmak için kullandığımız tuzak ve gibisi eşyaları oyunun bize verdiği bir para sistemiyle yapıyorsunuz. İşte bu sistemi ikinci düzeyde biraz yetersiz buldum açıkçası ben. Tahminen de tipe pek alışık olmamanın getirdiği bir şeydir diye düşünerek zorladım ve düzey atladım. Sonradan gördüm ki açılan yeni silahlar ve özelliklerin istikrarı, öteki düzeyler ile gelen geliştirmeler o kadar uyumluydu ki o düzeylerde zorluk çekmedim ve geçmeyi başardım. O vakit anladım ikinci seviyeyi kaynak kısıtlaması nedeniyle biraz geç bitirmiş olduğumu.

Bir de doğal can konusu var. Oyunda her savaş için bir kez kendinizi uygunlaştırma hakkınız var. Bunun geliştirmelerde arttırılabilir olmasını beklerdim. Zira bir sefer öldüğünüzde tekrar doğmanız o kadar uzun sürüyor ki halihazırda akın akın gelen düşmanlar kulenize giriveriyor. Yani neredeyse hiç ölmeden bitirmeniz lazım kısmı. Aksi takdirde işiniz çok güç.

Velhasıl, oyun bir anda açılıveriyor. Kıssa ile birlikte gelen yeni karakterlerin meslekleriyle bizlere yardımcı olmaları, mutant karakterimizi kuleyi kurtarmak için geliştirmemiz ve yeni silahlar oyunu bir anda canlandırdı ve vakit su üzere akıp gitti. Aksiyonu da pek bir keyifli valla. Erken erişimde olmasında karşın birkaç arayüz bug’ı haricinde de rastgele bir oynanış bug’ı yaşamadım. Pek akıcı ve aksiyon dolu bir deneyimdi. Bunun da oyun kesiminde bulunan birisi olarak zorlayıcı bir şey olduğunu biliyorum. O nedenle takdir ettim.

Pixel severler için yapılmış bir Orc Must Die üzere de diyebiliriz oyuna. Pek çok oyuncu oyunu biraz inceleyince bu yorumu yapmıştır eminim. Ama bana tercih sunulsa Castle of Alchemists’i seçerim. Bu cins bir savunma oyunda terchimi 3 boyuttan yana kullanmam. Dizayna da gelince Pixel her vakit oynayıcı çeker, en azından beni çekiyor o kesin. Kamera açısından oynanışa kadar daha rahatlatıcı ve tatmin edici olduğunu düşünüyorum. Bu ortalar bu üslup pek bir meşhur oldu. Tıp değişse de şu tasarım ve kamera ben dahil olmak üzere pek çok oyuncunun da ilgisini kapmak için kâfi. Neden bilemiyorum, konutumda hissiyatı geliyor bu tıp bağımsız oyunlarda.

Uzun lafın kısası Türk imali olan Castle of Alchemists, kule savunma seven sevmeyen herkese uygun olarak yapılmış. Fiyatı da artık günümüz bağımsız oyunlarına nazaran çok yeterli. Bilhassa de yeni çıkışının vermiş olduğu bir indirim de mevcutken kaçırmayın derim. (Tabii siz bunu okurken hala indirim kaldıysa.) Mutant Bellator’un maceralarına alet olmak ve kulenizi sonuna kadar savunmak için Castle of Alchemists’i deneyebilirsiniz. Ülkenin şu gerilimli günlerinde gerilim atmaya birebir 🙂

Artılar:

• Tasarım ve animasyonlarına bayıldım. Tek sözle dayanılmaz.
• Oynanış çok akıcı, rastgele bir yerde tıkanmıyor.
• Geliştirmeler tam vaktinde ve kâfi bir biçimde veriliyor.
• Silah çeşitleri ve özellikler oynanılırlığı arttırmış. Bilhassa birtakım silahların ne kadar gelişebileceklerinin yüzdelik bahta bağlı olduğu bir sistem var, o fikri çok keyifli buldum.

Eksiler:

• Tutorial epey zahmetli hissettirdi. Okunacak çok fazla şey bir anda önümüze atılmış ve sonrasında hatırlamamız bekleniyormuş üzere hissettim.
• ikinci düzeyde biraz kaynak sorunu çektirdi ve bu da ilerlemeyi zorlaştırdı haliyle.
• Önceki düzeyleri tekrar oynamak deneyim puanı arttırmıyor ne yazık ki. Bu nedenle son seviyeyi geçemeyip takılan birisi geliştirme de açamıyor ve sonsuz bir döngü oluşuyor.
• Bazı haritaları gereksiz karmaşık buldum. Birçok vakit savunma yaparken o kısımlara uğramıyoruz bile.
• Oyunda 1 can hakkı olması ve dolmaması/aşırı yavaş dolması çok acımasız. Bir defa ölünce düşmanlar kuleye giriveriyor. Canlanmak gereksiz uzun sürüyor.

Son Karar: Oyunun birtakım adaletsiz yanları olsa da savunma ve aksiyon sevenlerin keyifle oynayacağı bir üretimle karşı karşıyayız. Üstelik bu daha erken erişim hali.