İlk Bakış – Shadow Gambit: The Cursed Crew Oynadık

Shadow Tactics: Blades of the Shogun oynarken ‘acaba’ dedirten, Desperados III oynarken başımda netleşmeye başlayan, Aiko’s Choice oynarken artık pek bir kuşkumun kalmadığı, Shadow Gambit: The Cursed Crew demosunu oynarkense düzgünce emin olduğum bir gerçek var: Mimimi Games kapalılığa dayalı strateji, yani Commandos-gibin tipinin tartışmasız hükümdarı. Hatta bu cinsin yaratıcısı Pyro Studios ile yan yana gelseler rahatlıkla ‘boynuz kulağı geçti’ diyebiliriz.

Shadow Gambit: The Cursed Crew oynarken bu niyetin başımda yeterlice netleşmesinin sebebi Mimimi Games’in bir yandan her şeyiyle tanıdık bir oynanış ve konsept sunarken öteki yandan evvelki oyunlardan olabildiğince farklı bir sunumla karşımıza çıkmış olmayı başarabilmesi. Daha evvel bu cinste daima gerçekçi oyunlar gördük. Commandos serisiyle zati II. Dünya Savaşı’ndaydık, Shadow Tactics bizi Edo devri Japonyasına, Desperados ise yırtıcı batıya götürmüştü. Shadow Gambit ise büsbütün kurgu ve büsbütün doğaüstü bir oyun, ancak tüm mekanikler o kadar ihtimamlı biçimde hazırlanmış ki hayran kaldım diyebilirim.

Shadow Gambit hakkında ayrıntılı bir yazıyı 184. sayımızda (Şubat/Mart) yazmıştım, o yüzden birebir şeyleri tekrarlamak istemiyorum. Nasılsa mecmuamız dijital, kaçırdıysanız çabucak o sayıyı indirip okuyabilirsiniz 🙂 Yeniden de çok özet bir bilgi geçecek olursam oyunun başrolünde hayalet gemi Red Marley ve bu geminin lanetli mürettebatını diriltmeye çalışan Afia bulunuyor. Afia ile Kayıp Karayiplerdeki çeşitli adaları dolaşıyor ve bulduğumuz Kara İnci’ler sayesinde birer birer tayfamızı diriltiyoruz. Öykünün makûs adamları ise bizim üzere doğaüstü güçleri olanlara savaş açmış olan Engizisyon.

Mimimi Games’in bundan haftalar evvel basına sunmuş olduğu birinci bakış versiyonu oyunun Act 1 kısmını içeriyordu ve bu Act’te iki adada çeşitli misyonlara katılabiliyor ve misyon ortalarında da Red Marley ile çokça muhabbet edebiliyorduk. Sonradan oyunculara da sunulan demodan farklı olarak bu versiyonda üçüncü bir adada da iki ekstra misyon vardı ve oyundaki toplam sekiz lanetli tayfadan beşini dirilterek kullanma imkanı verilmişti.

Öncelikle şunu söyleyebilirim ki tayfaları istediğimiz sırayla diriltme ve adalara istediğimiz sırayla gitme imkanı aslında Shadow Gambit’e acayip bir özgürlük kazandırmış. Oyunun öyküsü gereği birinci dirilttiğimiz tayfa Toya of Iga oluyor fakat ondan sonra bulduğumuz birinci inciyle birlikte öbür karakterler ortasından seçim yapabiliyoruz. Gemi güvertesinde meyyit biçimde yatan bu tayfaları incelediğinizde esasen size artıları, eksileri, hangi alanlarda tesirli oldukları belirtiliyor ve sizde grubunuzda eksik olan istikametleri de dikkate alarak seçiminizi yapıyorsunuz.

Örneğin Pinkus Von Presswald, Zihin Denetimi yeteneğine sahip. Yani ruhunu bir düşmanın zihnine sokarak vücudunu ele geçiriyor (Desperados III’teki Isabelle Moreau’ya benziyor yani). Bu yetenek karakterin Casus ve Casus arketipine sahip olmasını sağlıyor; yani düşman sınırlarının gerisinde gezinebilen, kılık değiştirdiğinde muhafızların görüş alanından etkilenmeyen bir karakter bu. Suleidy Örtbas Tohumları diye bir yeteneğe sahip, yere bir şişe fırlatıyor ve orada çalılar yetişiyor. Açık alanda içine saklanabileceğiniz bir bitki yoksa hayat kurtaran bir yetenek. Tekrar öteki yetenekleri sayesinde muhafızların yerlerini bir müddetliğine terk etmesini sağlayabiliyor (yani Arketipi Pozisyon Değiştirici). Gaelle Le Bris omzunda taşıdığı dev gemi topu sayesinde ister kendi arkadaşlarını ister düşmanları farklı yerlere uçurabiliyor, düşmanları birbirine çarptırıp sersemletebiliyor, patlamalar sayesinde düşmanların dikkatini dağıtabiliyor.

Oyun size hangi Arketiplerin kıymetli olduğunu zati “takım başına bir tane önerilir” diyerek belirtiyor lakin bunu sallamak zorunda değilsiniz. Misyonlara en fazla 3 kişilik kadro seçerek çıkıyorsunuz ve seçtiğiniz karakterler kim olursa olsun takılıp ilerleyememe üzere bir durum kelam konusu değil, kesinlikle içinde bulunduğunuz durumdan kurtulmanın bir yolunu bulabiliyorsunuz. Yeniden de küme seçerken yüzebilme, sarmaşıklara tırmanabilme üzere pasif yetenekleri de göz önüne almakta yarar var olağan.

Shadow Gambit’in sunumunun çok düzgün olduğunu söylemiştim, örneğin bir öğreti kısmı var ki kesinlikle görmelisiniz. Oyundaki tüm karakterler birbirinden büsbütün farklı ve hepsinin de daha evvelce alışık olmadığımız çeşitte doğaüstü yetenekleri bulunduğu için bir alışma ve öğrenme süreci var doğal olarak. Bir karakter seçtiğinizde Red Marley sizi geminin öğreti kısmına yolluyor, buradaki her kapı karakterin muhakkak bir yeteneğine odaklanan ve içeride o yeteneği kullanarak çıkışa ulaşmaya çalıştığımız küçük kısımlar. Tüm yetenekleri öğrendikten sonra da hepsini birden kullanacağınız bir bonus kapı mevcut. Doğal bu kısımlar mecburî değil, isterseniz merdivenden çıkarak tekrar ana güverteye dönüyor ve “o iş bende kardeşim, ben bu karakteri gözüm kapalı oynarım” da diyebiliyorsunuz.

Harita seçim ekranında misyonunuzun olduğu adaya hangi noktadan çıkacağını seçmeniz mümkün. Aslında ada üzerinde misyon icabı nerelere gitmeniz, neler yapmanız gerektiği de gösterildiği için size en kolay gelecek biçimde seçim yapıyorsunuz haliyle. Lakin oyunun harita mantığının hoşluğunu nitekim görmeniz lazım. Haritayı açtığınızda tüm ada kuşbakışı olarak gözler önüne seriliyor. Haritaya istediğimiz üzere zoom yapabiliyor, dolaşıyoruz. İşte o zoomun belirli bir kademesinde harita görselinden oyun içi görsellere o denli yumuşak bir geçiş yapılıyor ki ben hayran kaldım. Kuşbakışı haritadaki en ufak ayrıntılar bile (atıyorum variller, çalılar) o an üç boyutlu bir hal alıyor. Google maps’in uydu kamerasıyla oynuyormuş üzere 🙂

Bu saydıklarım dışında topladığımız genel tecrübe puanını kullanarak karakterlerimizin birer yeteneğini geliştirebilme üzere daha evvel görmediğimiz stilde özellikler de mevcut, lakin oynadığım versiyonda şimdi yetenek geliştirmeye yetecek düzeyde tecrübe toplanmıyordu. Lakin tekrar de bu geliştirmelerin yetenekleri önemli manada değiştireceğini görmek mümkün.

Mesela Afia’nın Blink yeteneği var, şimdiye kadar bu tıp bir oyunda gördüğümüz bence en güçlü yeteneklerden biri 🙂 Hani uzaktan bıçak atarak falan düşman öldürürdük ya, bu da bir menzilli akın. Ancak bıçak atmak yerine Afia düşmana ışınlanıp oracıkta öldürüveriyor. Yani çabucak gerisinden cesedi tutup saklama imkanınız da var (uzaktan öldürdüğünüz düşmanın yanına koşmakla vakit kaybetmiyorsunuz). Lakin bu özelliği daha da eşsiz hale getiren şey düşmanla tıpkı yükseklik düzeyinde olmanız gerekmemesi, bir kulenin zirvesindeki yahut farklı bir kattaki düşmana da ışınlanabiliyorsunuz. Merdivenin doruğunda düşman varsa merdiven çıkmakla uğraşmaya son! Işınla, öldür, o kadar. Bu yetenek geliştirme olayını yapınca Blink, Grand Blink’e dönüşecek ve bunda düşmanın görüş alanımızda olmasına bile gerek olmayacak. Alışılmış o vakit da sayısı sonlu hale geliyor lakin yeniden de çok güçlü bir yeteneğe dönüştüğü gerçeğini değiştirmiyor bu.

Act 1’deki misyonlar pek zorlayıcı değildi ve sahip olduğunuz karakterlerin yeteneklerine alışmak için uygun bir ortam sunuyordu. İleriki kısımlar daha büyük adalar ve daha güçlü misyonlar bizi bekliyordur kesin. Muhtemelen bu çeşide olan aşinalığımın da tesiri vardır lakin üst zorluk düzeyinde bile zorlandığımı söylemem birinci kısımlarda.

Unutmadan ekleyeyim, Next Fest demosu yayınlanmadan çabucak evvel bendeki versiyona da yeni bir güncelleme geldi ve Türkçe takviyesi eklendi. Lakin çeşitli ekranlarda gezindiğimde şimdi çevrilmemiş de çok sayıda kısım olduğunu gördüm, bu yüzden şu an için bir görüş bildirmek için çok erken. Shadow Tactics’te Türkçe dayanağı vardı, Desperados III’te yoktu. Yeni oyunla tekrar dayanağın gelmiş olması da Türk oyuncular için hoş bir haber olağan ki.

Kayıp Karayiplerden haberlerim bu kadar sevgili Oyungezerler. Evvelki oyunlara nazaran daha renkli ve eğlenceli grafiklere sahip Shadow Gambit, birtakım yetenekler daha evvelki oyunlarda gördüklerimizin muadili olsa da şimdiye kadar görmediğimiz özgünlükte de çok sayıda yetenek var ve bunları faal olarak güçlü misyonlarda kullanmak için şimdiden can atıyorum. Şayet oyunun ileriki kısımları beklediğim düzeyde karmaşıklaşır ve zorlaşırsa Shadow Gambit de Mimimi’nin altın listesine ismini çarçabuk yazdıracak bir oyun olur.